Çocuklara Hikaye Okuma Saatleri Nasıl Olmalı

Çocuklara Masal Kitabı Okuma
Çocuklara Hikaye Okuma Saatleri Nasıl Olmalı
Bu Hikâye Okuma Saatlerine ben kafayı fena bozdum.
Amine’ye 8 aylık olduğundan beri hikaye kitapları okuyorum. O miniminicik haliyle beşiğine yatırıp elime de kitabı aldığında tabii ki hiçbir şey anlamamıştı. Ama ben o güzel hikayeyi yine de okudum, uyku öncesi ritüeline çevirdim ve kızımın ikinci kelimesi “titap” oldu. (İlki “maama” idi).
İstanbul Pendik’de yaşayan, çok sevdiğim, annelik stilini çok beğendiğim ve kendime yakın bulduğum bir arkadaşım var. Kızını haftada en az bir kere devlet kütüphanesindeki ‘hikâye okuma saatleri’ne götürürdü. Kızının bir ara en sevdiği aktivitenin bu olduğunu söylemişti arkadaşım. Zaten kütüphanedeki kitapların herhalde yarısı her hafta evlerindeydi. O kadar güzel bir sistem geliştirmişler ki… Her gittiğinde yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık 5 tane kitap alabiliyor. Onları geri verdiğinde yenisini alıyor. O kadar sevilen ve yaygın bir etkinlik ki bu hikaye okuma saati, değişik temalıları bile oluyor, pijama saati gibi mesela…
İçim gitti. “Hala İstanbul Pendik’de yaşıyor olsaydık Amine de bundan faydalanabilirdi” düşüncesiyle Pendik Çocuk Kütüphanesi’ni aradım. Aldığım cevap bir masalcı teyzenin olduğu, ancak düzenli olarak gelmediği, zaten de fazla bir talep olmadığı yönündeydi. Okul öncesi çocuklarına yönelik çok fazla kitaplarının da olmadığını söylediler.
Sırf bu amaçla çocuklar için kitapçı açmayı düşündüm. (You’ve Got Mail‘i biraz fazla seyretmişliğim var!) O sıralar yaşadığımız Kaynarca’daki apartmanın karşısında bir dükkan boşalıyordu. Amine’nin Babası’na “Hadi tutalım, çocuk kitapçısı yapalım!” dedim. “Aşkım, bence çok güzel bir fikir, ve fakat D&R’lar seni bir lokmada yer” dedi. Ben de hüsranla bu hayalimden vazgeçerek yenilgiyi kabul ettim ve kendimi (ve Amine’yi) fırsat buldukça Pendik’deki D&R’ın çocuk bölümüne attım.
Sonra… Sonra Kaynarca’da bir Pendik Kitap Evi açıldı. Bir de gittim ki — benim kitapçım! Her ne kadar benim hayalimdeki hali biraz daha romantik ve nostaljik olsa da, birisi bu konsepti düşünmekle kalmamış. Üstelik de D&R’lardan korkmamış, kalkıp hayata geçirmiş. Bana da içimdeki hasedi bir kenara bırakıp bu güzel fikri buradan paylaşmak düştü.
Cuma günleri saat 18.00’da İngilizce Kitap Okuma saati yapıyorlar. Şimdiye kadar üç kere gittik. İlki oldukça keyifliydi. Ancak ikincisinde tek katılmcı bizdik! Havanın güzel olması da insanları kapalı mekana gelmekten alıkoymuştu sanırım.
Umarım böyle yerler giderek artar çoğalır. Çocuklarımız bol bol kitap okuma sayesinde bilgilerini gelecekteki nesillere aktarırlar. Hikaye kitabıyla başlayıp sonraki kitapları okuma zevki artar. Belediyelerimiz bu kütüphane işlerinde çok iyiler pendik’de çok kütüphane var.
Büyük kızım Asiye ilk kütüphane zevkini pendik de Kemal Tahir Kütüphanesi’ne giderek başlamıştık. Çok ısrar etmişti baba beni götür diye ilk gidişimizdi ama çok kalabalık sıra vardı. Kızım başka zaman geliriz dedim ama ısrarla yok görmek istiyorum dedi.
Bende güvenliğe söyledim biz girip çıkacaz şimdilik kitap okumudan sadece kızım içeriyi merak ediyor dedim içeriye aldılar sağolsunlar. Hemen sessizce içeriyi gezdirdim ve çok mutlu oldu kitap okumak istiyor baba okuyalım bir masal kitabı kısa olanlardan dedi. Ama ben olmaz hak geçer sırada insanlar var biz senin burayı görmen için izin aldık daha sonra geliriz dedim tekrardan. Ve kızım dışarıya çıkınca ağladı bir çocuğun kitap okumadan kütüphaneden çıkması gerçekten çok kötü bir duyguydu. 3 gün sonra kızımı tekrar götürdüm veçok mutlu oldu ogün bugündür devamlı gidiyor inşallah bütün çocuklarımızın ayağı kitapçıya alışır.
